taklacı güvercinler
TAKLACI GÜVERCİNLER  
  ANA SAYFA(sitenin kuruluş amacı)
  TAKLACI GÜVERCİN RESİMLERİ
  TAKLACI GÜVERCİN IRKLARI
  TAKLACI GÜVERCİN BESLEYENLER İÇİN DENEYİMLER
  TAKLACI GÜVERCİN BESLEYENLERİN DİKKATİNE
  KUŞLAR HAKKINDA
  GÜVERCİN HASTALIKLARI
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  GÜVERCİN - Columba livia
  GÜVERCİN YEMİ ÇEŞİTLERİ
  550 Cinsi olan bir kuş: Güvercin
  ANADOLU’DA GÜVERCİNLER
  GÜVERCİNLERİN VÜCUT YAPILARI
  YURDUMUZDA BULUNAN GÜVERCİNGİLLER
  GÜVERCİNLERDE KALITIM VE ISLAH
  KÜLTÜR TARİHİ VE KUŞLAR
  TÜRK TOPLUMUNDA GÜVERCİN
  Kentlileşen Güvercinlerin Tarihi
  KUŞLARDAKİ ŞAŞIRTICI DENGE
550 Cinsi olan bir kuş: Güvercin

550 Cinsi olan bir kuş: Güvercin Güvercin hiç şüphe yok ki dilimizde bulunan üveymek kelimesinden gelir. Üveymek kumru güvercin gibi demkeş kuşların derinden ses çıkarmalarıdır. Zaten dilimizde yine bu aileden “üveyen” bir kuş manasına “üveyik” vardır. Güvercin de üveyici daha doğrucu “üvercin” bir kuştur. Nasıl ki “bıldırcın”a ve “bayırcın”a farik vasıflarına göre isimler verilmiştir.

Güvercin ailesinin ekseriya büyüklerine “güvercin” ve küçüklerine de “kumru” derler. Pek eskiden beri güvercin şarkta mukaddes bir hayvan olarak tanınmıştır. Tevrattaki tufan hikayesinde Nuh gemisinin güvercini Sümerlerin çivi yazılı tabletlerinde aynen mevcuttur. Şöhreti yüzünden adı masallara karışmış olan Babilliler kraliçesi Semiramis güya güvercin yumurtasından vücut bulmuş imiş. Ege medeniyetlerinde de güvercin Afrodit’in kuşu yani zürriyetin timsalidir. İsrail oğullarınca da güvercinin yüksek bir mevkii vardır. Çünkü kuzu kurban edemeyen fakirlerin kumru veya güvercin ikame edebilecekleri yazılıdır. İslamlarda da güvercin mübarek bir kuştur. Camilerin, türbe ve tekkelerin damlarını bu hayvan süsler.

Bugün güvercin takımına mensup takriben 550 yaşayan nevi vardır. Bu hayvanlar arzın hemen her tarafına yayılmışlardır. Asya, Avrupa, Afrika ve Amerika kıtalarında bulundukları gibi Antillerde ve cenup okyanusu adalarında da bulunurlar. Şarki yarımkürede neviler yeni dünyadan (garbi yarımküreden) daha çoktur.

Bu kuşların adetleri pek muhteliftir. Bazıları yuvalarını öteden beriden topladıkları çalıçırpı ile kaba bir tarzda ağaçlar üzerine kurarlar, bazıları zemin üzerine yaparlar. Bazıları münferit bir çift halinde yaşarlar, bazıları da koloni halinde dolaşırlar. Maamafi bütün güvercinlere şamil bariz bir vasıf vardır. O da su içerken başlarını kaldırmazlar, suyu bir çekişte içerler. Hayatları müddetince erkek ve dişi birbirinden ayrılmaz bir çifttir. Zaten güvercin zevci sadakatin timsalidir. Kuluçka zamanlarında erkek ve dişi yumurtalarını daima sıcak tutmak için yuvada nöbetle kalırlar. Her ikisinin de yavrularına pek büyük ihtimamı vardır. Güvercinlerin tarihtenevel (tunç devrinde) Ortaasya milletleri tarafından ehlileştirildiklerine dair vesikalar mevcuttur. Bugün ehli güvercinler cihanın her tarafına yayılmıştır. Milattan 35 – 30 asır evel Mesopotamya ve Mısır’da yemek için güvercin teksir ediliyordu.

YABANİ GÜVERCİNLER

Pek büyük farklar husule getirmesine rağmen bütün ehli güvercinlerin müşterek ceddi olmak üzere tahtalı güvercini (columba livia) denilen yabani güvercin gösterilebilir. Bu keyfiyet büyük tabiiyeci Darwin’ce malum idi. Zaten bu alim “tabii ıstıfa” nazariyesini ispat edebilmek için tecrübelerinin en mütebeddil ve “plastik” mevzuunu güvercin nevinde buldu. Nebatlarda gül ve hayvanlarda güvercin çok tenevvuu olan mevcutlardır. Darwin renkleri ne olursa olsun muhtelif tenevvular arasında birbiri ardınca üç tesalüp (çifleştirme) vücuda getirerek üçüncü nesilde elde edilen renk numunesinin yabani güvercinin rengine pek benzemediğini görmüştür.

Takriben 34 santimetre boyunda olan tahtalı güvercininin tüyleri kurşuni, boynunun yanları madeni parlaklığı havi yeşil renktedir. Kanatlarının üzerinde kara bir şerit vardır. Kuyruksokumu beyazdır. Hemen bütün Avrupa, Asya ve şimali Afrika’ya yayılmış bulunan bu hayvan taş kovukları, eski duvar delikleri içine yuva yapar. Üveyk denilen yabani diğer küçük bir nevi ormanlarda yaşar. Bizim erkeğine Kuskuğuk adı verdiğimiz beyaz gerdanlı büyük nevi de yine ormanlarda yaşar. Leylekler ve kırlangıçlar gibi yarı ehli halde meskenlerimiz civarında yaşayan güvercinler (cami güvercinleri) tahtalı güvercini ile üveyk arasında orta bir nevidir.

Yabani halde yaşayan güvercin familyasına mensup bir de kumrular vardır. Bu zarif ve naif hayvanların Avrupa’da ve bizde bir tek nevi mevcuttur. Yusufcuk dediğimiz bu nevi 30 santim boyunda sırtı kumrala çalar külrenginde, gözleri ve ayakları kırmızı, kuyruk kalemleri (tüyleri) siyahtır. Kumrular ilkbahar ve yazı ormanlarımızda ve meskenlerimiz civarında geçirirler, kışın hicret ederler. Çiftleşme zamanında (nisandan ağustosa kadar) erkeklerin üveymeleri pek gariptir.

GÜVERCİN NEVİLERİ

Bugün 150 ırkı mevcut olan ehli güvercinlerin başlıca grupları şunlardır.

1) Kır Güvercinleri : Yabani tahtalı güvercine en yakın olanlardır. Bu ırk bilhassa tüylerinin ve kalemlerinin renkleriyle, alın, baş ve ayaklarının hususiyetleriyle bir çok tenevvulara ayrılır. Eti ve bilhassa palazları için yetiştirilen İsviçre’nin beyaz “mondaine” güvercini, başı kukuletalı bir papazı andıran cicibaş güvercin, deniz kırlangıcına benzeyen paçalı kırlangıç güvercin gibi.

2) Demkeş güvercinler : Bu hayvanlar meri ve kursaklarını şişirerek tıpkı bir trampetanın seri bir suretle yekdiğerini takip eden çıkardığı ses gibi hususi ve garip bir ses çıkarırlar. Buhara demkeş güvercini gibi.

3) Akman güvercinler : Küçük gagalı ve ekseriya paçalı olan bu güvercinler havada mükerreren taklalar atarlar. Bu esnada hayvanın gelip yere çarptığı vakidir. Hayvan bu cambazlığı isteyerek yapmaz. Şüphesiz bu hal cümlei asabiyedeki bir buhrandan ileri gelir. Bu hastalığın nesle sirayet ettiği zannedilmektedir. Darwin iki yaşından evvel bu nevi güvercinlerin taklak attıklarını hem de uçtuklarını, fakat iki yaşından sonra uçmayı bıraktıklarını ve zemine kadar taklak atarak indiklerini söylemektedir.

4) Perüklü güvercinler : Bunlarda yandan bakılınca başı örtecek kadar sık bir “perük” vardır. Kürküne bürünmüş bir kadın başını andırır şekilleri de görülmüştür.

5) Martı güvercinler : Küçük gagalı zarif martı kuşlarına benzerler. (Anadolu martı güvercini, Belçika martı güvercinleri gibi.)

6) Tavus güvercinler : Küçük gagalı, kuyrukları yelpaze gibi açıktır. Kuyruklarını teşkil eden kalemler 24-36 santim uzunlukta 36 tanedir. Tahtalı güvercininde ise 12 kalem mevcuttur.

7) Dev güvercinler : Kır güvercinlerine pek benzerler. Fakat bunlardan büyüktürler. ( 50-55 santim) Roma güvercini gibi.

8) Kursaklı güvercinler : Bunların hususiyeti kursağına hava doldurarak son derece şişirmeleridir. Bilhassa çiftleşme zamanlarında pek şişirirler, bazen hayvan muvazenesini kaybederek sırt üstü düşer.

9) Tavuk güvercinler : Şekil ve tavır itibarı ile tavuğa benzerler. Kuyrukları diktir. Malta tavuğu güvercini gibi.

10) Siilli güvercinler : Bu güvercinlerin gagaları ve gözleri etrafında ibik gibi pürtüklü ve pamuk gibi yumuşak deri teşekkülatile (lahmi zait) mütemayizdir. En münteşirleri İngilizlerin vakti ile posta güvercini olarak kullandıkları “carrier” ile Bağdat güvercini, ejderha güvercini ve küçük gagalı leh güvercini gibi.

Carrier güvercinleri - Vaktiyle postacılıkta kullanılıyordu, fakat gagaları etrafındaki bu lahmi zait hayvan yorulduğu vakit pek şişer, gözlerini kapatır, vazifesini layık ile yapmasına mani olur. Bugün terkedilmiştir.

Posta güvercinleri – Süratle uzun mesafeler kat edebilmek, cihetini tayin edebilmek, bilhassa yurt hissine malik olabilmek gibi hasletleri yüzünden posta güvercinleri ehli güvercinler arasında pek mühim vazifeler görürler. Bu nevi güvercinler asırlarca Belçika’nın Anvers martı güvercinleriyle ve kır güvercinleriyle tesalüp neticesinde bu hassalar tebarüz ettirilmiş ve bugün bir posta güvercini ırkı vücude getirilmiştir. Bu kuşların insandan daha mükemmel olarak gerek sisli, yağmurlu ve karlı havalarda, gerek fırtınalı ve şimşekli zamanlarda cihetlerini harikulade bir suretle tayin edebilmek kabiliyetleri vardır. Süratleri alelade zamanlarda 60 kilometro, müsait zamanlarda 100 120 hatta 130 kilometrodur. Havanın müsaade etmediği zemin sathından 100 –150 metro yüksekten uçarlar. 300-400 kilometro mesafeler arasında vazifelerini normal olarak yaparlar. Hatta Madrit’ten bırakılıp Liege’de yerlerini bulmuş binaenaleyh 1600 kilometro mesafe katetmiş olan güvercinler vardır. Mesafe uzadıkça vazife layıkile yapılamıyor. Güvercinlere mektup taşıtmak usulü pek eskidir. Çinlilerde eski Mısırlılarda bu usul pek eskiden mevcuttu. Sezar zamanında Romalılar kullanmış, orta zamanda haçlılar ile bizden Orta Avrupa’ya geçmiştir. Posta güvercinleri güvercinliklerde (güvercin arabaları) bakılır ve orada talim ve terbiye edilir. Bu husus için bilhassa yavru güvercinler intihap olunur. Bir yaşına kadar 12-100 kilometro, iki yaşında 200-500 kilometro mesafelere alıştırılır. Talim ve terbiye ağustos ayında yapılır.

Cihan harbi esnasında telefon ve telsiz ile muhaberenin mümkün olmadığı yerlerde ve hallerde bu “tüylü” muhabere vasıtaları cihanın hayret ve taktirini kazandı. Bugün bütün ordularda posta güvercini kullanılmaktadır.

Ticari bir sanat olmak üzere güvercin yetiştirmek Avrupa ve Amerika’da pek ilerlemiş bir haldedir. Dört haftalık körpe yavru güvercinler bütün pazarlarda yüksek fiyatla satılır. Güvercinlerin tabiatları sürü ile bir arada yaşamaktır. Ehli güvercinler yabani güvercinlerden ziyade toplu ve büyük sürülerle yaşamak isterler.

GÜVERCİN YETİŞTİRMEK İSTEYENLER

Bu şirin hayvanları yetiştirmek istediğimiz vakit iki noktayı hatırlamamız icap eder.

1) Bu hayvanların bir defa tuza ihtiyaçları vardır. 
2) Katiyen vücutlarının tozlanmasına razı olmazlar, maamafih çok banyo yapmak isterler. Bu iki nokta haricinde güvercine bakmak diğer kuşlu hayvanlara bakmak gibidir.

Güvercinler iyi uçan fakat fena yürüyen kuşlardandır. Dişileri umumiyetle iki fakat ender olarak bir veya üç yumurta yumurtlar. Yavruları yumurtadan çıkınca himayeye muhtaçtır. Çünkü hemen tamamen çıplaktır. İlk gıdaları kursaklarının cidarlarından sızan süt manzarasında bir maddedir. Dişi ve erkek bu maddeyi yavrularının gagasının içine akıtırlar.

Bugün mevcut 650 ehli güvercin tenevvunun takriben yarısını şark güvercinleri teşkil eder. Bu güvercinlerin tüylerinin renkleri Amerikan ve Avrupa güvercinlerinin renklerinden daha zengindir. Gariptir ki maymunların bulundukları yerlerde yabani güvercinlere tesadüf edilemiyor. Bu muzır mahluklar yumurta çalmakta o kadar maharet gösteriyorlar ki zavallı kuşlar kuluçkaya yatmıyor ve yavru çıkaramıyorlar.

YAZAN: İbrahim Hakkı 
İstanbul / 1933

YAYINA HAZIRLAYAN: Yavuz İşçen 
E.POSTA : boletus@mynet.com

FOTOĞRAF ALTI YAZILARI: Yazıda bir çizim ve iki fotoğraf bulunmaktadır. Fotoğrafların altlarında yer alan yazılar aşağıda verilmiştir.

1. Fotoğraf : Malta veya tavuk güvercini denilen bu güvercin çok kibirli ve gösterişli bir kuştur. Bunlar güvercin sergilerinde garip tavırları ile nazarı dikkati pek celbederler.

2. Fotoğraf:

1) Mondaine denilen beyaz İsviçre güvercini, bilhassa güvercin palazı elde etmek için yetiştirilir. 
2) Kırmızı ve şişkin göğüslü İngiliz güvercini. Kursağını o derece hava ile doldurur ki hayvan bazen muvazenesini kaybederek sırtüstü düşer. 
3) Beyaz kral adı ile anılan güvercin iyi palaz yetiştirmeye yarar. 
4) Siyah kürklü akman güvercin, taklak atmamakla birlikte bu aileye mensuptur. 
5) Kızıl carneau güvercini palaz için beslenir. 
6) Macar güvercini zarif renkleri için ihtimam edilir. 
7) Homer yarış güvercini. Gerek sulh gerek harp zamanında istikşaflar için pek mühimdir. 
8) Roma dev güvercini

YAYINA HAZIRLAYANIN NOTU: 1933 yılında yazılmış olan bu yazı, güvercin literatürümüz için önemli bir belge niteliğinde olup aslına tamamen sadık kalınarak, günümüz Türkçesine uyarlanmaksızın aktarılmıştır. Yazı içinde kelime yazım hataları ve imla konusunda herhangi bir düzeltme yapılmamıştır.

FACEBOOK'TA BİZİ BULUN  
   
Bugün 17 ziyaretçi (26 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol